Merhaba sevgili takipçiler…
Aslında bugün için başka planlarım vardı..Mesela şiş
boğazımla yutmaya çalışarak kahve içmek, antibiyotiğin etken maddelere verdiği
yetkiye dayanarak midemi bulandırması eşliğinde yaz meyveleri tıkınmak, ve
başlayıp başlayıp yarıda keserek izlemeye çalıştığım “Game of Thrones”a devam
etmek gibi…Ama internette dolaşırken ilgimi çeken bir haber gördüm sizinle
paylaşayım dedim. Konu mu ?Japonların müsrifliği! Yiyecekleri yutamayan bendenizin gözü yemekten
başka bir şey görüyor mudur sizce? Açım aç!
Gördüğüm nefis yiyeceklerden biri Matsutake mantarıydı arkadaşlar! Mantar
olarak Japonya’da doğmuş bu oluşum ilerleyen günlerde ve aylarda minyatür bir
ağaca benziyor diyebilirim..Okuyunca aklıma Japon çizgi filmleri geldi. Çekik
gözlü bu arkadaşlar çizgi filmlerinde kocaman gözleriyle boy gösterirken; kısacık boylarına inat upuzun mantarlar da
üretmişlerdir! (Psikoloji bilimine ait engin bilgilerimi ben kuru
fasülye-pilav, menemen, mantı, tereyağlı İskendere borçluyum! Hala beyin göçü
yaşıyoruz..İlginç!) Az bir miktarı 1000 dolarmış bu arada..
Yiyecekerden bir diğeri de yine Japon milletine ait Wagnu
etiymiş…Bu et, henüz sığır halindeyken sadece birayla besleniyormuş…”İçip-güzelleşen”
bu sığırlara hergün masaj yapılıyormuş
bir de..Koçun yanına yaklaşabilsem ben de kurbanda benzer muameleyi bizimkine
yaparım da nerdeee..2800 dolar bu ehli keyif canlı.. Mönünün sonunda “açık
arttırmayla” satılan Yubari Kavunu var ki tatlı niyetine, bu konulara hiç
girmeyelim!
Çiğköftenin acısının çakralarımı açmasıyla, sizlere sosyo-ekonomik
tezimi sunuyorum: Tüm sene otur pilav, kalk balık, yan dön yeşil çay moduyla yaşayan
Japonların, o ekonomik durumla senede bir kere hovardalık yapması mümkün ve makuldür! Üç
bin yedi yüz elli yedi yıl sonra ülkenin ekonomik refah seviyesi tavan yapıp da
; parayı nelere harcayacağınızı bilemezsiniz aklınızda bulunsun..Maksat kamuya
hizmet efendim!
Çek usta ordan bir buçuk pilav üstü kuru!
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder